Genel
Türkeş: Âkil insanlarla vakit kaybedeceğine…
MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Ankara’nın âkil insanlarla toplanmak yerine Suriye krizine çözüm için “iki, üç başkent” gezmesinin gerektiğini savundu.
Kobani’ye yardım için Türkiye’nin peÅŸmergenin geçiÅŸine imkan tanıyacağının açıklanmasının ardından gözler bir yandan sınırda, bir yandan da dengelerin nasıl deÄŸiÅŸeceÄŸinde. Milliyetçi Hareket Partisi’nin bölgede yaÅŸananları yakından izleyen isimlerinden biri olan TuÄŸrul TürkeÅŸ, Al Jazeera’nin sorularını yanıtladı. “200 peÅŸmergenin geçiÅŸiyle IŞİD'le savaşılabileceÄŸinin düÅŸünülmesi saflıktır, adeta bir Zaytung haberi” diye konuÅŸan TürkeÅŸ, “Bundan sonra ne olacak?”sorusuna, “IŞİD’i kuran ne yapmak istiyorsa, ona doÄŸru bir gidiÅŸ var” yanıtını verdi.
PeÅŸmergenin Kobani’ye geçiÅŸinin baÅŸlaması bekleniyor artık, gelinen noktayı nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz? CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan peÅŸmergenin geçiÅŸinin kendi önerisi olduÄŸunu açıkladı.
Burada bir çarpıklık ve siyasetler savaşı var. Burada silahların savaşı yok. Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye sınırında, bana göre doÄŸru adıyla Ayn-el Arab’ta yaÅŸanan olaylarda mesele ülkelerin siyasetlerinin savaşıdır. Yani Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kendi sınır güvenliÄŸi ve sınır ötesinde, bugüne kadar misafir ettiÄŸi 2.5 milyon Suriyelinin vatanında dirliÄŸi ve düzeni saÄŸlaması için, bu tezkereye oy vermeyen PKK’nın siyasi kanadı baÅŸka bir uzantının silahlı güçlerinin oraya geçmesini marifet sayıyor. Bunun bir mantığı yok. Bu siyaset savaşıdır o zaman; benim askerim iyi, senin askerin kötü savaşıdır. Burada bizim oyumuz, MHP olarak TSK lehinedir. Onun haricindeki unsurların orayı karıştırmak için gitmesinin hiçbir mantığı da yoktur, faydası da yoktur.
MHP’nin de oylarıyla geçen tezkere bunu da içermiyor muydu?
Giden peÅŸmergenin ne olduÄŸu, neye ait olduÄŸu belli deÄŸil ki.
Irak Anayasası'nda bir peşmerge tanımı var.
Kime göre var? Ä°ÅŸte onun için bu bir siyaset savaşıdır diyorum. Oradan oraya piyonları yürütürken de sen siyasetleri kabul ediyorsun. Hem sınırın bu tarafını koruyacak hem de Suriyelilerin ülkesindeki karışıklığı önlemesi gereken tek nizami ordu Türk Silahlı Kuvvetleridir. Yaratılmak istenen “orducukları” adam yerine koyma operasyonunu ciddi bir mücadele yerine koymanın bir mantığı yoktur.
Bu neye sebep olacak sizce?
“Irak’ın kuzeyinde fiilen bir Kürt devleti var, bunun da hesapta bir ordusu var ve bu ordu o kadar cabbar bir ordu ki, operasyona gidebiliyor” saçmalığının Türkiye’ye teyit ettirilmek istenmesi. Yılda 17 milyon varile dayalı, 21’inci yüzyılda yapılmaması gereken ırk temelli bir devlet yapılandırılmak isteniyor ve bu yanlış. DiÄŸer alt detaylar, bu büyük projenin inÅŸası ile alakalı. Oradaki fiili sıkıntı ile ilgisi yok. Yoksa buradan 200 peÅŸmerge gidecek de oradaki sıkıntıyı çözecek mi? Ciddi, nizami ordulardan bir koalisyon gitmesi lazım.
Ama Batı ülkeleri bunu istemedi.
Ä°kna edemediysen ne yapacaksın? Onları ikna edemedim, bari ben bir Kürt devleti kurayım, diye bir ÅŸey yok.
Bu arada IŞİD daha büyük bir tehdit haline dönüÅŸmüyor mu?
200 PeÅŸmerge ile IŞİD’i ufaltabilecek misiniz? Irak’ın kuzeyinde gördük; güya devlet kurdular, güya peÅŸmergeler üniformalar giydi, herkes bunun haberlerini yaptı. “Canavar peÅŸmergeler, kadın peÅŸmergeler” derken sonra IŞİD yürümeye baÅŸladı, yılan deliÄŸi bin altı, bırakan kaçtı, “ABD bize yardım etsin, bomba atsın” diye kıyamet koparttılar. Bunlardan ne yapacaksanız yapın, kaç tane bulursan bul, bunlarla IŞİD ile mücadele olacağına inanan saftır. Buradaki mesele siyasetlerin savaşıdır, oradaki dinamik ve çarpışan bir güç olan IŞİD’i çözebilecek formüller bunlar deÄŸildir. SorduÄŸunuz soruların hepsi bu siyasete hizmet ediyor. Bunların hepsinin terennümü ırk temelli bir devletçik ortaya çıkarmaktır. “Bu ciddi bir ordudur, savaÅŸabilir”i empoze etmeye çalışıyorlar. Ben bu siyasete katkı saÄŸlamam. Konunun daha ciddi, makro seviyede ele alınması gerektiÄŸini söylüyorum. MHP olarak bizim görüÅŸümüz, Suriye’nin toprak bütünlüÄŸü içinde bir çözüm saÄŸlanması, Irak’ın da toprak bütünlüÄŸü içinde. Tek Irak ve tek Suriye öncelikli tercih yapılmalı.
IŞİD’in son dönemde bu kadar hızla büyümesini ne saÄŸladı sizce?
Bu tip çözümler çıkartırlarsa karşısına, o da hızlanır. Onu kim öyle kurdu, ona bakmak lazım. Herkes çöp sepetinin içine bakıyor, çöp sepetinin içine baktığında çöp görürsün; oysa sepeti kim yaptı, ona bakmak lazım.
MHP’nin önerisi olan Suriye’nin toprak bütünlüÄŸü içinde çözüm saÄŸlanması arayışı da bir çözüm olmadı. Bu noktaya dahi gelinemedi ve sorun çözülmedi.
Yanlış yaparsan adım atamazsın. Adım atılamadı diye bir ÅŸey yok. Esad rejimini üç ayda devirivereceÄŸim diye düÅŸünen siyasetçiler ve bu üç ayda devirebilirse acaba iyi mi olur diye düÅŸünen siyasetçiler ile baÅŸlayan bir süreç, öyle olamayacağı noktasına geldi. Bu arada IŞİD gibi oluÅŸumların da o bölgede güçlenmesine sebep oldu. IŞİD dediÄŸiniz öyle monoblok bir yapı da deÄŸil. Ä°çinde Esad muhalifleri de, Kürtler de, Türkmenler de, Saddam’ın askerleri de var. O da olmadı, bu da olmadı. Peki o zaman 3.5 senedir Türkiye’nin çözemediÄŸi Suriye meselesini, 200 peÅŸmergeye izin vereceÄŸiz onlar çözecek, öyle mi? Bu Zaytung haberi gibi bir ÅŸey, ciddiyeti yok.
Ne olacak peki?
IŞİD’i kuran güç ne yapmak istiyorsa, ona doÄŸru bir gidiÅŸ var. Ayn el Arab meselesi geçici bir problemdir. Kalıcı olan nükleer bir Ä°ran olması problemidir. Ä°sterseniz burada 2.5 saat Ayn el Arab meselesini konuÅŸalım, bu hiçbir yere varmaz. Çünkü geçici bir problemdir ve Sykes Picot’un 100’üncü yılında yeni bir tanzim için bunlar mikroorganizmalardır. Buradaki kalıcı tehlike bölge ülkelerinde ne olacağıdır. Ä°ran çok akıllı ve doÄŸru bir siyaset yürüttü bugüne kadar. Hem kendi uluslararası politikasını, hem iç politikasını kademe kademe devlet siyaseti doÄŸrultusunda götürdü. Bu geldiÄŸi safhada da açık ve net bir ÅŸekilde ortaya koyarak bölgesel bir oyuncu oldu. Obama’nın muhaliflerle, ABD Genelkurmay BaÅŸkanı ile toplantı yaptığı gün, Ä°ran’da Kasım Süleymani ile oradaki Kürt muhalif gruplarla manidar bir fotoÄŸraf verdi. Kimse bunun üzerinde durmuyor ama siz hala 200 tane komik peÅŸmerge gidecek, IŞİD mahvolacak diye soru soruyorsunuz. Kasım Süleymani burada ne yapıyordu, Obama ne yapıyordu? Bölgedeki gerçek aktörlerin ne yaptığına bakmak lazım.
Neydi verilen bu fotoğrafların manası?
Ä°ran diyor ki, “Ben bölgede önemli bir aktörüm ve bu ÅŸekillenmede söz sahibiyim” diyor. Ama her ne kadar CumhurbaÅŸkanı biraz riski kendi üzerine çekse de Türkiye’de siyasi iktidar maalesef yalpalıyor. Türkiye lehine bir siyaset ortaya koymuyor. Ä°ran, seçilmiÅŸ Devlet BaÅŸkanı'nın deÄŸil Ä°ran’ın milli menfaatleri doÄŸrultusunda bir siyaset izliyor. Oysa ki Türkiye komik iÅŸlerle uÄŸraşıyor. Bu çok tehlikeli, bölge için. Burada eskiden beri bölgenin güçlü ülkeleri olarak, Türkiye ve Ä°ran bir dengedir. Ä°ran hala gücünü korurken sen Türkiye’yi bocalatır, destabilize edersen, bu tehlike getirir.
İran nasıl bir şekillenme istiyor?
Suriye’nin kuzeyinde de, Irak’ın tüm bölgelerinde de daha etkin olmak istiyor. Sadece Åžii bölgesinde deÄŸil, iÅŸte Kasım Süleymani bölgedeki önemli Kürtleri yanına alıyor, onlarla görüntü veriyor. Sen Hakan Fidan’ı ancak Ankara’da görüntülüyorsun ama Kasım Süleymani sahada görüntü veriyor. Buna dikkat çekiyorum. IŞİD geçici bir araçtır. Ä°ran kalıcı bir aktördür. Somali’de korsanlar vardı, onlar Afrika’daki hidrokarbon yataklarının 21’inci yüzyıla göre ÅŸekillenmesinin bir parçasıydı. Ä°stenen ÅŸekillenme tamamlandı, unuttuk. IŞİD de öyle bir ÅŸeydir, günü geldiÄŸinde unutulacak. Ama Ä°ran kalacak. Ä°ran çok disiplinli gidiyor. Türkiye aynı performansı göstermiyor.
Türkiye ne yapmalı?
EÄŸer Ä°ran’ın bir nükleer güce ulaÅŸma ihtimali varsa, Türkiye’nin de nükleer güce sahip olmak gibi bir yükümlülüÄŸü vardır. Bu yüzden diyorum, bu bir siyaset savaşı. Birileri yapay bir Kürt devleti oluÅŸturmak istiyor. Birileri Sykes-Picot’un 100’üncü yılında bir Sünni devlet oluÅŸturmaya çalışıyor. Emperyal zihinli devletler kendilerini yükümlü hissediyor ve yeni bir ÅŸekillenme yapmak istiyor. Bu da bir Åžii, bir Sünni, bir de Kürt devleti kurulması. Burada da yine Kürt devletine takılıp, itiraz ediyorum. Çünkü mesela Åžii devleti, mezhep temelli ama içinde her tür etnik unsur olabilir. Sünni de yine mezhep, din temelli olabilir ama farklı etnik özelliklerden olabilir. Ama Kürt dediÄŸin yerde, ırkçılık yapıyorsun ve etnik ırk temelli devlet yapmaya çalışıyorsun. Bunlar 21’inci yüzyılda tehlikeli akıllardır, bunlardan vazgeçilmesi lazım.
Siz iktidarda olsanız ne yapardınız?
Türk Silahlı Kuvvetleri çok deneyimli, çok güçlü bir ordudur. Bunun avantajını devletin ve siyasi iktidarın kullanması gerekir. O bakımdan, bazıları uluslararası politikayı çok iyi anlayamadıkları için, MHP’nin bu desteÄŸini “koltuk deÄŸneÄŸi” gibi çirkin bir ÅŸekilde deÄŸerlendirdiler. Ama uluslararası politikayı bilen ve doÄŸru tahlil eden herkes MHP’nin doÄŸru yaklaşım içinde olduÄŸunu görüyor. TSK’nın caydırıcılığı, oraya girebilecek olması, uluslararası hukuk açısından girmeye hakkının doÄŸmuÅŸ olmasının dahi IŞİD’de, PYD’de, Özgür Suriye Ordusu’nda yaratacağı etki farklıdır.
Uluslararası koalisyon bunu istemedi, TSK tek başına mı girmeliydi?
Tek başına meselesi deÄŸil ki. Libya’da petrol var diye Fransızlar hemen girdi de, Suriye’de petrol çıkmıyor diye mi, NATO’nun görev kapsamına girmiyor. O zaman da bu soruyu sormak lazım. Türkiye, NATO’nun eÅŸit üyesi. NATO’nun küçük ortağı gibi davranmak yerine, bunun daha ciddi ele alınması ve NATO’nun tek tip bir davranış içine girmesini saÄŸlayabilir. Madem sadece Türkiye deÄŸil, uluslararası arena koalisyon gücü oluÅŸmasını arzu etti, o zaman sadece Avustralya’dan gelen uçaklarla deÄŸil, karada Türkiye’nin yanına ciddi ordulardan katkı saÄŸlanabilirdi. Ordu dediÄŸim zaman, sadece girip ateÅŸ etmeye baÅŸlanmasını kastetmiyorum. Çok ciddi bir koalisyon gücünün, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinden içeri doÄŸru girdiÄŸini düÅŸünelim. Karşı taraf vuruÅŸmayı bile düÅŸünmeyecektir. Belki de bırakıp gidecek. 200 peÅŸmerge yollarsan 'Çaylaklar geliyor, ÅŸunları vuralım' derler. Ä°lla ki çatışma çıkar ama ciddi bir ordu gücünün hava ve kara unsurlarıyla girmesi farklı.
Uluslararası güçler girmek istemedi.
Onlara bunu istetmek lazımdı iÅŸte. O, onu istemedi, öbürü bunu istemedi. O zaman sizin söylediklerinizin sonu, bırakalım Kürt devleti kurulsun. Bu yine çözmeyecek IŞİD meselesini. Sizi suçlamak için söylemiyorum ama bu dönemdeki bütün bu saçma argümanın hepsinin geldiÄŸi yer, o olmuyor, bu da olmuyor, o zaman bu var. Bu da olmuyor diye bir ÅŸey yok. Çözsünler bunu. Ahmet DavutoÄŸlu akil insanlarla 10 saatini kaybedeceÄŸine dünyadaki iki, üç baÅŸkenti gezip, bunun oluÅŸmasını saÄŸlamalıydı. Madem bu çok önemli, madem siz baÅŸka hiçbir ÅŸey deÄŸil benimle bunu konuÅŸmak istiyorsunuz, DavutoÄŸlu 10 saat âkil denen, heyet-i nasiha akılsızlarıyla konuÅŸmak yerine arada üç tane dünya baÅŸkentini gezer, bunun oluÅŸmasına bakar. Siz benim önüme problem dağı oluÅŸturmaya çalışıyorsunuz, O orada âkillerle vakit kaybediyor.
Enerji lobisine dikkat çektiniz, nedir etkisi?
Esas mesele 2015’ten sonra baÅŸlayacak olan Nijer ve Çad’da doÄŸalgaz ve petrol kaynaklarının kullanımıdır. Öyle planlamışlar da ondan. Gayet açık ve net, dünyadaki hidrokarbon rezervi tespit edilmiÅŸtir. ABD kaya gazı ile “Ben bu iÅŸi çözdüm” gibi bir tavır yaptı ama hem maliyetleri hem de çevreye etkileri nedeniyle kaya gazı hala tespit edilip yerine varılmıştır bu belli deÄŸil. Dünyadaki hidrokarbon alanlarındaki son bakir alan Afrika’dır. Arap dünyası 300 milyona yakın kiÅŸidir ama baktığınızda 130-140 milyonu demokrasi istedi. Çünkü demokrasi istemeyenlerin yaÅŸadığı ülkelerde Batı’nın enerji operasyonları stabil durumdadır. Arap milletinin “Arab awakening” (Arap uyanışı) olduÄŸunda bunun tüm Araplar'da olması gerekirdi. Ama Nijer ve Çad’da petrol çıktığında, bunun sadece Batı'ya geçmesi gereken güzergahında Araplar “awake (uyanış)” ettiyse biraz ihtiyatlı bakmak lazım.
Kaynak: Al Jazeera
Henüz yorum yapılmamış.